Tıp Dünyasına Türk Damgası

Sert ve tamamen tıkalı damarları açabilen Invader CTO, tıp dünyasında deverim yarattı.




Sert ve tamamen tıkalı damarları açabilecek gerginlikte olan dünyanın en ince kateteri Invader CTO, Türk bilim adamları tarafından geliştirildi. Frankfurt Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden Prof. Nicolaus Reifart, by-pass yapılması gereken hastaların yarısının aslında açılabilir damarlara sahip olduğunu, 'Alvimedica' bünyesinde Türk bilim adamları tarafından geliştiren CTO ile tamamen tıkalı ve sert damarları açabildiklerini söyledi.

Antalya'da düzenlenen '4. Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresi'ne katılarak kateterin nasıl uygulandığını Türk meslektaşlarıyla paylaşan Prof. Reifart ardından İstanbul'da yöntemi bizzat uyguladı.

Kalbin kondüsyonu artıyor
İstanbul Kartal Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesi'nde Klinik Şefi Doç. Cevat Kırma ve ekibinin gerçekleştirdiği CTO operasyonuna gözlemci olarak katılan Prof. Reifart, Antalya'da düzenlenen kongreye de canlı olarak bağlanarak soruları yanıtladı. Avrupa Kardiyoloji Cemiyeti'nde CTO bölümünü kuran Prof. Reifart, yöntemin avantajlarını şöyle anlattı:
Özellikle iyi seçilmiş hastalarda bu damarı açtığınızda, hastayı by-pass olmaktan kurtarıyorsunuz. 'Biz bir şey yapamayız' diyerek by-pass cerrahisine gönderilen hastaların yüzde 50'sinin ana sebebi bu sert ve tamamen tıkanmış damarlara girilemiyor olmasıdır. Oysa CTO bu damarlara çok daha rahat girilebilir. Damarı tekrar canlı, yaşayabilir bir damar haline getirdiğiniz için kalbin kondüsyonunu çok daha iyi bir hale getiriyorsunuz. Eski gençliğindeki sağlam yapısına kavuşmuş oluyor.

Kuzey ülkelerine gittikçe damarlar daha çok tıkalı
ALVIMEDICA'NIN ortağı ve Genel Müdürü Cem Bozkurt, Türkiye'deki AR-GE tesislerinde bulunan ve dünyanın en ince kateteri olan CTO'nun Güney Amerika'dan Çin'e, Japonya'dan Rusya'ya kadar kabul gördüğünü belirtti. Prof. Reifart da, bugüne kadar birçok ülkeyi gezip bu kateteri anlattığını belirterek 'Bugüne kadar 2 bin 500 hastaya CTO uyguladım. Kuzey ülkelerine gittikçe daha sert ve daha tıkalı damarlarla karşılaşıyoruz. Türklerin ise Almanya'ya ilk geldiklerinde daha yumuşak olarak damar yapıları burada kalış süreleri uzadıkça sertleşiyor. Beslenme biçimi ve hareketsiz yaşam tarzı bunu çok etkiliyor' diye konuştu.